Zemheri Bir Gece De Vurdu Beni Aşk...

…

Gözleri yakamoz bir kadın,

Bakışları ateş,

İçimi yakan iklimler gibi!

Yarım bırakılmış cümlelerden pay biçiyorum bize;

Haklısın; biz fazla geldik bize!

Zemheri bir gece de vurdu beni aşk!

Kalbimin en uslanmaz yerinde depremler oldu sanki!

Aklım başımda değil de;

Sanki akıl yanıma bile uğramamış gibi!

Gözleri gözlerime çizilen kadın;

Zemheri diyorum;

Zemheri bir gece de vurdu beni aşk!

Gözlerinin yanında deliceydi suslamalarım;

Deniz, gece ilerledikçe kabarıyor,

Ben saçlarının uçlarına demir atıyorum,

Alev alev fırtınalar düşüyor avuçlarıma sonra,

Bir kaldırım köşesine düşüp gidiyor düşlerim,

Seni her gördüğünde gözlerim;

Bütün yelkenler fora bu ütopya da,

Herkes deli, sokaklarda..

Bilirim ki bütün tuttuğum dilekler kabul oldu,

Bir zemheri gece de vurdu aşk beni,

Bir zemheri gece de, vurdu aşk beni…

Aşkın Şairi

Maralım..

...

Dönmeyeceksin maralım artık biliyorum tutmayacaksın artık ellerimden

Çünkü artık aramıza yollar, ve zor yıllar girdi

Ümitlerimi saf sevincelerimi derken

Hepsini seninle birlikte kaybettim sevdiğim

Artık sen gideli tek kişilikti bu şehir

Lanetler okuyorum her gece

Sensiz geçirdiğim günlere isyan ediyor

Daha çok sensiz kalan bu gönüle

Ceza veriyorum durmaksızın

Seni seviyorum maralım seviyorum

Hayırsızın kızı zalimin kızı

Beni başı boş sevdalara bırakıp

Bu Gitmeler niye şöyle niye ?

Ben can çekişirken hergün

Aşkınla yanar kül olurken sen kim bilir

Hangi masumun yüreğini darma duman ediyorsun

Ah maralım zor birşey istemedim ki senden

Biraz sevgi istediğim

Oysa sen onu bile çok gördün bana

Ve yüreğine girip sahiplenmekti istediğim

O boşluğu benliğimle doldurmaktı

Ona bile sığamadım sığdıramadın

Ve keşke sen ben olsan da

Bu kadar sevmenin acısını yaşaşan

Belki biraz da olsa acırda halimi anlardın

Zaten senin yokluğun en büyük cezaydı benim için

Gelseydin gelirdin isteseydin beni sahiplenirdin

Ama gelmeyeceğini bile bile sitemler ediyorum sana maralım Sitemler ediyorum

Geri dönmeyeceğini bile bile

Hala seviyorum seni

Seviyorum maralım seni

Seviyorum zalimin kızı

Seviyorum seni MARALIM

Aşkın Şairi

Meyhane Damında Yetiştirdiğim Çiçekler..

...

Ben seni seversem elime ne geçer!

Okyanus gözlerinden,

Yağmur kokulu cümlelerinden,

Ve aşka karşı korkak adımlarından başka, elime ne geçer?

Ölü şiirler doğuyor gecelerime!

Bilirim ki öksüzdür bütün kadehler,

Ve meyhane damlarında yetiştirdiğim çiçekler!

Susuz kalmış bahçeler misali,

Tarlalarımda kurutulmuş sevgiler..

Cebimde unuttuğum şiirlerim,

Ve kese kağıdına sardığım bir büyük rakım!

Kafası güzel rüyalardan geçiyorum!

Mısır kabuğuna sarılmış köprülerden,

Tren istasyonlarından,

Ve meyhane damında yetiştirdiğim sen kokulu çiçeklerden geçiyorum..

Uykulu notalar basıyorum,

Attığım her adım detone olmuş,

Gözlerine ramak kala baharı kaçırmış gibiyim,

Ellerimde son pişmanlığım,

Gözyaşlarımı topladığım reçel kavanozlarım ..

Desem ki ben mecnunum,

Desem ki sen leylasın,

Ve gözümün gördüğü her yer bir avuç toprak,

Ben seni seversem elime ne geçer?

Meyhane damında yetiştirdiğim sen kokulu çiçeklerden başka?

Meyhane damında yetiştirdiğim çiçeklerden başka...?

Aşkın Şairi

Ankara Yetmedi Bize...

...

Biliyorum mecburduk gitmeye!

Ve Ankara yetmedi bize!

İlk baharı karşılıyorduk;

Bir pazartesi sabahı,

Bütün çarşı pazar kokuna bürünmüş,

Çeşmelerden huzur akıyor!

Güneş içimi ısıtırken!

Ve sen;

Gözleri okyanus kokan kadın!

Eteklerinde bayram telaşı!

Biliyorum mecburduk gitmeye!

Ve Ankara yetmedi bize!

Uzaklardan geliyor gibiydi iç sesim!

Sana doğru giden adımlar,

Aklımın fikrimin sen oluşu;

Kaçmayı çare edinmiş fikirler gibi!

Irmaklardan edalar toplayan bakışların düşüyor içime!

Detone yaralarımız kabuk bağlıyor şimdi;

Uçsuz bucaksız meltemler dokunuyor yelkenlerime;

İçimin baharı, senin çığlıkların!

Biliyorum mecburduk gitmeye!

Ve Ankara yetmedi bize...

Saat tam ikiyi vuruyordu gözlerin gözlerimin ufkuna dokunduğunda!

Kuğulu Parktan topluyordum neşesi kanatlarına vurmuş kelebekleri!

Keşkeleri ardında bırakmış resimler çiziyorum kaldırımlarına!

Bestekar sokağın neşesi dokunuyor bana,

Köşe başlarında kopuyor fırtına,

Pazartesi salıya bile bağlayamıyor bu gece!

Biliyorum mecburduk gitmeye;

Ve Ankara yetmedi bize!

Kalbim kalbine çarptığı gün,

Yerle bir oldu bahtı bütün şehrin,

Ellerin ellerime tutsak,

Kaçmayı deva sanmış adımlardı bizimkisi;

İçimizde yetim bırakılmış düşler gibi;

Biliyorum mecburduk gitmeye;

Ve Ankara yetmedi bize;

Ve, ve Ankara, yetmedi bize...

Aşkın Şairi

Düş Ömrüme...

...

Benim sana ilan-ı aşk etmeme gerek yok;

Bekleme yani benden bunu,

Bütün şiirler senin için,

Bütün mısralarda gözlerin!

Sadece oku;

Ben seni bir şiir gibi sevdim,

En anlamsız kafiyenin -de hali gibi,

Ben senin kalbine uyak düştüm!

Benim sana ilan-ı aşk etmeme gerek yok;

Bütün gökyüzü senin olsun,

Ve yıldızlar,

Ama bul bu şiiri;

Unutma, ben seni bir şiir gibi sevdim;

Belki de bu yüzden işte;

Benim sana ilan-ı aşk etmeme gerek yok;

Sadece oku;

Belli mi olur;

Deli bir şiir olur düşersin ömrüme;

Sahi ya, en deli şiir ol düş ömrüme;

Düş ömrüme...

Aşkın Şairi

Sessiz Çığlığım...

...

Merhaba uzaklarıma yakışanım!

Yanıma yakışmak gerçekten zor muydu?

Yoksa mesafeler mi gözünü korkuttu?

Gitmelerden yapma oyuncaklar sunuyorum sana;

Bir tarafı masmavi gökyüzü,

Bir tarafı kızıl mı kızıl gün batımı!

İçimi üşüten bir sensizlik;

Sol yanıma batan cümlelerin,

Sana gelmek isteyen adımlarım;

Önüme duvar ören bakışların!

Korkularımla sarmaş dolaşım bugün!

Bir yudum zehir çaresizliği,

Bir buket kurumuş güllerim,

Satırlara hapsettiğim senli çığlıklarım!!

Keşke kalbinde bana dair bir iz bulsam!

Keşke cümlelerinde bana gebe bir özlem duysam;

Bilirim rafa kaldırılmış özlemlerimiz var,

Sevgiye küs rıhtımlar,

Ve limana uyak düşmüş,

Düş kırıklığı sandallarımız,

Ne vakit sana doğru yelken açsa duygularım;

Gözlerine karşı;

Bir kaşık suda boğuluyorum!

Sana karşı alabora olan düşlerim..

Keşkelere demir atmış bir alın yazım...

Sen benim gün batımım,

Sen benim keşkelere demir attığım yanım.,

Sen benim sessiz çığlığımsın...

Aşkın Şairi

Gözlerin Gözlerim İçin...

...

Eğer gözlerin gözlerim için yaratılmamışsa;

Yağmasın yağmurlar,

Rüzğâr esmeyi unutsun,

Sokak lambaları utansın ışığından!

Eğer gözlerin gözlerim için yaratılmamışsa;

Bırak ölmeyi sevsin bu aciz bedenim;

Bu aciz bedenim ki bırak ölmeyi sevsin...

Aşkın Şairi

Düşmek mi Güzeldi...

...

Ben senin gönlüne soğuk bir çaydan düştüm!

Bana seni anlatan delilerden düştüm!

Ben senin gönlüne neden düştüm?

Kalbim mi takıldı kalbine?

Gönlün mü çok güzeldi?

Yoksa düşmek mi çok güzeldi...?

Aşkın Şairi

Kalbe mi Gömülür?

...

Aramızda kalsın da;

Sizin de sol yanınızda şiirler ölüyor mu?

Ölüler her zaman kalbe mi gömülürdü...?

Aşkın Şairi

İki Ezeli Düşman...

...

İki ezeli düşman gibiyiz seninle!

Ne ben seni sevdiğimi söyleyebiliyorum;

Ne de sen beni sevmediğini!

Birbirimizin yüzüne bakmaya bile tenezzülümüz yok bugün!

İki ezeli düşman gibiyiz seninle!

Gözlerinden düşen yıldızlar gibiyim,

Yağmurlar dökülüyor düşlerimin eteklerine,

Karanlığın bağrında buluyorum rotası sen olmuş duygularımı!

Sessiz sedasız öpüşler uyanıyor satırlarıma,

Ne desem boş biliyorum,

İki ezeli düşman gibiyiz seninle,

Bunu hiçbir şey değiştirmeyecek biliyorum;

Belki de bu yüzden;

İki ezeli düşman gibiyiz seninle...

Aşkın Şairi

Şiir Gibi...

...

Gözlerine şiir kaçmış bir kadın edasıyla bakıyordu bana!

Dudakları lâl olmuş!

Parmaklarına hapsolmuş bir sigara;

Hemen karşımda;

Uzak olmayan bir mevsim gibi;

Sadece gözleri vardı sanki bana dokunan;

Sonra rakısını getirdi garson!

Şiir falan umrumda değildi artık;

Bütün şarkılar uçup giderken dudaklarımdan,

Yeni mevsimlere gebe kalıyordu rüzğarlar,

O ise;

Sadece bakıyordu!

Bahar gibi,

Yeşile kucak açmış uzaklar gibi;

Şiir gibi;

Sadece bakıyordu....

Aşkın Şairi

Bu Hasret Öldürecek Bizi...

...

Bilirim bu hasret öldürecek bizi!

Geç kalmış sayılmayız;

Saat daha on ikiyi bulmadı,

İçimde sen yetmezliği hüzünlerim!

Bilirim bu hasret öldürecek bizi!

Seni sevmeye tabii tutuyorum bütün yarım kalmış gitmelerimi!

Uzaklara düşüyor bakışlarım;

Bir yudum sen gibi;

Akreple yelkovan misali;

Kalemimde aşk özlemi çığlıklarım!

Bilirim bu hasret öldürecek bizi!

Neresinden bakarsan bak;

Kahrediyor bütün sokak lambaları!

Rüzğârlar çarpıyor saçlarıma;

Gözlerime bulaşan gözlerin,

Kalbimde konaklamaya niyet edercesine kalbin..

Bilirim bu hasret öldürecek bizi!

Hadi çık gel;

Çay hazır,

Düşlerimden yapılma bir hayat sunuyorum sana!

Benim akılla işim olmaz;

Bana deli gibi gel!

Ve bilirim ki iki deli el ele yürürüz bu sokaklarda!

Kim ne derse desin!

Yarım bırakmayı sevmem hiçbir şeyi;

Uzat gözlerini gözlerime;

Kaldığım yerden boğulayım işte!

Her şeyi geçtim de;

Bilirim öldürecek bu hasret bizi!

Bilirim, öldürecek bu hasret bizi....

Aşkın Şairi

Ben Sana Koşar Adım Bir DÜŞtüm...

...

Sanki sen bana gelmedin de!

Ben sana koşar adım bir DÜŞtüm!

Gelişi güzel bir bakıştan çok;

Mevsimlere yetişme çabası vardı sanki gözlerinde!

Ben bütün ihtimallerimi;

Senin beni sevmen için harcadım!

Veresiye bir sevmekti bizimkisi!

Gözlerindeki yeşili bulmak kadar zordu düşlerine dokunmak!

Aynı hayalin peşinden koşmak!

Geceyle bir olmaktı belki de koşmak..

Nasıl gelsem ki ben sana!

Aklımın bir ucu uçurum!

Ben bugün öldüm olsa gerek!

Ben sana koşar adım bir DÜŞtüm!

Bütün adımlarım sana yönelmiş!

Güllere kahrediyorum!

Dudaklarına yakışan ruj kadar güzeller; kahretsin!

Ellerin, ömrüme merhaba der gibi kavuştu ellerime!

Akıl karı değildi belki koşmak gözlerine!

Gözlerin kadar güzel bu şehir; kahretsin!

Keşkesi geçikmiş bir şiirdi sabahlarımız!

Ve senin uğruna soğuyup giden çay kokulu öpüşlerimiz!

Senin kadar güzeldi günler, kahretsin!

Ben sana koşar adım bir DÜŞtüm!

Ummadığım anda kalbime düştün!

Kaçırdığım notalar;

Eski bir şarkı gibi!

Tahliye oluyor satırlardan!

Gözlerine her dokunuşunda gözlerim;

Detone oluyor bir ayağı çukurda sözlerim!

Bir yudum gözlerine uyak düşüyorum!

Ve bir buket çiçek çaresizliği ellerim!

Yalana gerek yok!

Ben sana koşar adım bir DÜŞtüm!

Bütün kaldırımlar ayağıma takılıyor şimdilerde!

Olacağı var ya;

Her seferinde sana DÜŞüyorum!

Ben sana koşar adım bir DÜŞtüm;

Sende bir kahve hatrına bana DÜŞsene...?

Sende bir kahve hatrına bana DÜŞsene...?

Aşkın Şairi

Gelme...

…

Gel artık!

İnsanlar öldü!

Yağmurlar üşüyor!

Gitmeye meyilli adımlar atıyorum…

Görünmez bir yara bu!

İçimde titreyen bir kar tanesi!

Gel artık…

Aklımdan gözlerini tutuyorum!

Kalbim ağrımıyor da;

Tahliye oluyor sanki benden!

Soğuk bir şiir düşüyor avuçlarıma…

Güvendiğim dal gibi kırılıyorsun!

Bir erkeğin gururu gibi,

Kalbimi orta yerinden kırıyorsun!

Gel artık…

Mavi denizlerde nefes alıyorum!

Gözlerin gibi uzak seviyorum,

Sevmelere uyak düşüyorum!

Notalar kırılıyor kalemimde!

Duasız çıkıyorum kalbinden!

Gitmek istediğim her yer;

Daha bir ölümbaz öpüşler kusuyor!

Gitmeye vaktim olmadan;

Gel artık…

Kanamaktan yorulmuş yara gibiyim!

Sana uzak, bana ırak şiirler gömüyorum!

Mekanın cennet olsun gam-sızım!

Ben dön desem de;

Gelme!

Ben dön desem de;

GELME…

Aşkın Şairi

Hoş Geldin Kızım...

…

Hoş geldin kızım!

Hoş geldin aklımın kaldığı yanım!

Hoş geldin ilk göz ağrım!

Nasılda heyecanla bekledik seni öyle?

Her mevsim ayrı bir güzel,

Seni konuştuğumuz her dakika, bir ömür gibi!

Hoş geldin kızım!

Adın gibi ‘’gül’’ kızım!

Ben senin eşeğinim!

Sırtımdan hiç inme kızım..

Annen gibi sev beni!

Dünyaya ilk gelişin gibi,

Her an her saniye aklımızı başımızdan alıyorsun kızım!

Hiç unutmuyorum ilk adım atışını!

Hiç unutmuyorum baba demeni beklerken ilk ‘’anne’’ deyişini!

Hoş geldin kızım!

Hoş geldin ilk göz ağrım!

Saçının teline zarar gelse!

Bütün dünyaya düşman olurum!

Bütün mevsimleri kılıçtan geçiririm!

Yeter ki sana bir şey olmasın!

Sarı saçlım, mavi gözlüm,

Dünya güzelim!

Hoş geldin kızım!

Hoş geldin aklımın kaldığı yanım!

Hoş geldin ilk göz ağrım!

Hoş geldin kızım hoş geldin…

Aşkın Şairi